Yetim Dayanışma Günleri ARAKAN
Yetim Dayanışma Günleri  ARAKAN
04.05.2017
Yetim bir çocuğu gönül dolusu güldürenlere, onu bağrına basıp “bir evladım da sensin” diyenlere selam olsun. Ankara’da, Şanlıurfa’da, Trabzon’da, İstanbul’da yaşadığı halde Sri Lanka’da, Filistin’de Suriye’de Bosna’da Arakan’da Filipinler ve Haiti’de yetim bir çocuğa “bir gülüşün dünyalara bedel” diyenlere selam olsun.


(İHH) İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfınca bu yıl yedincisi düzenlenen “Yetim Dayanışma Günleri” başladı. Bu kapsamda 36 ülkede hayata geçirilecek 651 projeden yaklaşık 170 bin yetim yararlanacak. Bu projeler arasında ev tamir ve inşası, seracılık, sağmal hayvan ve hijyen paketi dağıtımları, sünnet organizasyonları, okul inşası, kırtasiye ve dikişi makinesi dağıtımı, şiir, komposizyon, resim ve bilgi yarışmaları gibi kültürel projeler yer alıyor. Trabzon İHH Hanım Komisyonu olarak bizde bu kapsamda Arakan’da yetim aileleri için 8 sağmal inek ve 400 hijyen kiti projesini üstlendik. 

Peygamberimiz (s.a.s.), “Yetimlerin ihtiyacına koşan, Allah yolunda savaşa giden askerlerle, gündüzün oruç tutup geceyi ibadet ile geçiren gibidir.” (Buhari) Hadisi rivayetince büyük bir heyecan ve sevinçle, İHH gönüllülerimizin bize emanetleri, hediyeleri yerine ulaştırmak için 28 mart 2017 de 7 kişilik bir ekiple İstanbul’dan yola çıktık. 

Önce Bangladeş’in başkenti Dakka’ya oradan da 1,5 saat uçak yolculuğunun ardından Chittagong şehrine ulaştık. Bizi ordan Dost Welfare Fountation Partner kuruluşunun görevlileri  karşıladı ve havaalanından otele doğru yola çıktık. Sıcaklık 30 derecenin üzerindeydi ve nem oldukça fazlaydı. Yollar daha önce hiç görmediğim Rikşa dedikleri bisiklet gibi araçlarla doluydu ve oldukça kalabalıktı. 

Ertesi sabah 9 da otelden ayrılıp Chittagong bölgesine araçla 3 saatlik mesafede Eşref-ul Uyum Yetimhanesini ziyarete gittik. 50’si yetim 200’ü kız olmak üzere 600 öğrencisi vardı. Bizi öyle içten karşıladılar ki, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) Mekke’den Medine’ye geldiğinde Medinelilerin onu karşılamaları gibi. Öyle duygulu anlar yaşadık ki gözyaşlarımıza engel olamadık. Çocuklara onlar için en gerekli olan hijyen paketlerimizi ve hediyelerimizi verdikten sonra onlarla birlikte bize ikram edilen meyvelerden yedik. Bizim için hazırladıkları programı dinledik. Yetimhanenin yöneticisiyle sohbet edildi. Yetimhanenin eksiklerini gidermeleri için bir miktar para bırakıp, kalbimiz buruk şekilde vedalaşarak oradan ayrıldık. 

Daha sonra o bölgenin yöneticisi konumundaki kişinin misafiri olduk. Bize sütlü çay ve ekmek ikramları oldu. Evin bahçesinde sağmal inek ve keçi dağıtımı, dikiş makinesi, rikşa ve yük araçları dağıtımı yaptık. Adak ve Akika kurbanları kesildi. Onların da dağıtımı yapıldıktan sonra oradan ayrıldık. 

31 Mart 2017 Cuma günü 3,5 saatlik yolculuktan sonra Chakaria bölgesine ulaştık. Orda 200 yetim çocukla buluştuk. Çocuklara hijyen paketi ve Türkiye’den getirdiğimiz boya kalemi, oyuncak ve kız çocuklarına taç, toka gibi hediyeleri verdikten sonra Bursa İHH Hanım Komisyonunun üstlendiği 3 çiftin evlendirme törenlerine katıldık ve çeyizlerini teslim ettik.  Daha sonra çocuklarla safari parka gittik. Onlarla parkı dolaşıp oyunlar oynadık. Getirdiğimiz fındık, kuruyemiş, bisküvi ve şekerleri ikram ettik. Tekrar köye geri döndük yine yetim ailelere sağmal inek, keçi, rikşa, yük araçları, kesilen adak ve akika kurbanlarının dağıtımlarını yaptık. Burada da çocuklarla oyunlar oynadık. Akşam ezanı okundu ve köyün camisinde namazımızı kıldıktan sonra, çocuklarla vedalaşarak Cox’s Bazar’a doğru yola çıktık. Konaklayacağımız otele yerleştik. Amacımız Arakan’lı mültecilerinin bulunduğu kamplardan birisine gitmekti. 

Bangladeş hükümeti kamplara girilmesine izin vermediği için kamplara gitmek zor gözüküyordu. Biz kamplara gitmekte ısrarcıydık. Allah razı olsun, ayarlayabilmek için oradaki partner kuruluş çok uğraştı, güvenliğimizi sağlayabilmek için çok büyük çaba sarfettiler. Nihayet gece haber geldi. Sabah olmadan saat dörtte hazır olun diye. Saat 4.30 gibi otelden çıktık. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Arakan sınırındaki Balu Khali kampına ulaştık. 2 ay önce kurulmuş ve yaklaşık 8 bin aile (40-50 bin) kişi yaşıyor. Balu Khali kampını anlatmak kolay değil. Burada belleklerimize kazınan görüntüler asla unutulamayacak. Kamp merkezine ulaştığımızda gözlerimize inanamadık. Bizleri yol kenarlarında bulunan ve neredeyse %70’i çıplak olan çocuklar karşıladı. Kampın uygun yerlerinden içerlere doğru hareket ediyoruz. Memleketlerinin birkaç km uzağında hertürlü acı ile birlikte yaşamaya çalışan insanlara selam vererek ilerliyoruz. Tam anlamıyla bir sefaletle karşı karşıyayız. 

Bir an tarihte yolculuk yaptığımızı yüzlerce sene evveline gittiğimizi sanıyoruz. Fakat hayır Balu Khali kampındayız. Derme çatma bambu ve yapraklardan 1 metre yükseklikte 8-10 metre genişlikte kendi imkanlarınca yaptıkları barakalarda yaşıyorlar. Çocukların çoğu çıplak ve aç. Anneler babalar çaresiz. İnsanların hemen hepsi bir yada birkaç akrabalarını Arakan’da ki katliamlar da kurban vermişler.  Onlar da kurban olmamak için şimdi buradalar. Kampın çıkışına yaklaştığımızda Sekine isimli bir bayan ağlayarak boynumuza sarılıyor ve eşinin Budist işkenceleri sonucu akıl sağlığını kaybettiğini ve çaresizlik içinde olduklarını söylüyorlar. Bu kadar çaresizlik içerisinde gördüğüm en güzel manzara kampın içerisinde kendi imkanları ile oluşturdukları medreselerde çocukların okudukları kuran sesleriydi. Müslümanlara yapılan şiddete karşı herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini haykırmak istiyorum. Müslümanların acıları dinmiyor. Arakan’da Müslümanlara yapılan katliamlara karşı dünya seyirci ve biz elimiz kolumuz bağlı şekilde oturduğumuzu çok daha iyi anladım. 


Oysa “Bir yerde kötülük gördüğünüz zamanda elinizle düzeltin, düzeltmezseniz dilinizle, dilinizle düzeltmezseniz, kalbinizle buğz edin”. Zulümlere karşı bu duyarlılığı görev kabul eden bile neredeyse iki elin parmakları kadar az sayıda kişilerdi. Bu az sayı ile bu kadar şeyler yapılabildiğine şahit oldum. Bu az sayı ile bu kadar güzel şeyler olabiliyorsa haydin sayımızı arttırmaya. ORDA BİR YER VAR UZAKTA O YER BİZİM KALBİMİZDİR. 

Kısa kamp programımızın ardından mevcut durumdan yüreği iyice burkulmuş fakat yapacağımız yardımlar ve insanların durumlarının iyi bir hale getirileceği yönündeki kararlılığımız ile tekrar başkent Dakka’ya hareket ediyoruz. Artık Rohingya halkının 80 milyon yeni kardeşi bulunuyor. Anadolu insanın cömertliği ve yardımları Allah’ın izni ile Arakan insanını da saracak ve sıkıntılarına çare olacaktır. Son gün Bangledeş’in başkenti Dakka’da iki yetimhane ziyaretimiz oldu. Önce 2014 yılında AYDOSTER derneği tarafından yapılan ve hizmete açılan Sultan Abdülhamid Han kardeşlik yetimhanesine gittik. 7-15 yaş arası 80 çocuk kalıyor. Erkek çocukların kaldığı yetimhanede çocuklar için eğitim, gıda, sağlık, kıyafet ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmetler verilmektedir. Çocuklara aldığımız çikolata

ve meyvelerden ikram ettik birlikte yatak- hanelerini ve sınıflarını dolaştık. Onlarla çok samimi ve sıcak diyaloglarımız oldu. Bizler için hazırladıkları programa katıldık. Benim yanımda getirdiğim 6 tane Trabzonspor formasını çocuklara giydirdik ve onlarla resimler çekildik. Öyle güzel bir tevafuk oldu ki yetimhanenin rengi de borda maviye yakın bir renkle boyanmıştı. Ordan da çocuklarla vedalaşarak yüreğimiz hüzünlü bir şekilde ayrıldık. Daha sonra Darül-İma yetimhanesini ziyaret ettik. 2012 yılında İHH tarafından açıldı ve 30 çocuk kalıyor. Tüm masraflarını İHH karşılıyor. Çocuklara çikolata ikram ettik. Birlikte yatakhane ve sınıflarını gezdik. Oyunlar oynadık ve mutluluklarına şahit olduk. Oradan da yüreğimiz buruk bir şekilde ayrıldık. 

Dünyanın en çok eziyet gören halkı; Arakanlı müslümanlar gözler önünde ama gözlerden ırak. Elbet müslümana yakışırdı unutanları hatırlamak ve İHH bir kez daha hatırlattı, hatırlamayı ve kilometrecelerce kuruldu yine köprüler; can oldu, kan oldu, kocaman tebessümler kondurdu yetim gönüllere. Ve Arakan’da  Trabzon’du bizlere. Ve Trabzon bir yanını bıraktı, o parıldayan gözlerde. Vedalaşırken Allah’a emanet etti onları, tekrar kavuşma duası ve sözüyle.

Arakana gönül veren güzel insanlara şükranlar olsun. Artık bir yanımız orada. Sözümüzü bekleyen, yolumuzu gözleyen kardeşlerimiz var. Şimdi olduğu gibi, daima hatırlayalım onları ve hepbirlikte unutturalım, artık unutulmayı.

Gülderen Mumcu | ARAKAN

Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.