İHH İnsani Yardım Vakfı 2014 Kurban Organizasyonu kapsamında Perşembe sabahı İstanbula gittik.
Havaalanında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez, Isparta'dan Hakan Öztaş ve kafile reisimiz Mehmet Altuntaş ile buluştuk. Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez Hoca Profesör olmasına rağmen hareketleriyle kul olmanın daha önemli bir ünvan olduğunu hissettiren bir hocaydı. Onunla yol arkadaşlığı yapmış olmak ve bazı konularda konuşmak bu "Kurban" çalışmasının benim adıma en önemli kazanımlarından biri olacaktı.
Toplanıp kısa bir tanışma ve konuşmadan sonra Moritanya'nın başkenti Nouakchott'a gitmek üzere 13:45'te uçağa bindik. Yaklaşık 8 saat süren yolculuğumuz sonrası bizden 3 saat geride olan Moritanya'ya ulaştık. İHH partneri Cemiyeti Hayr'dan Muhammed kardeşimiz bizi karşıladı. Tanıştık, sonra otele yerleştik. Cuma sabahı Cemiyetil Hayr'a giderken Moritanya'da bayramın Türkiye gibi Cumartesi günü değil Pazar günü olacağını öğrenmek bizim için sürpriz oldu. Cemiyete gidip Genel Sekreter Ahmet Talip ile ve diğer yetkililerle tanıştık. Nasıl bir organizasyon yapacağımız hakkında bilgi aldık. Toplam kesilecek olan 56 büyük baş kurbanın (392 hisse) 30 tanesi ilk gün, 26 tanesi 2. gün kesilecek ve belirlenen mahallelerde dağıtılacaktı.
Vakıf Merkezinden çıkınca Türk Büyükelçiliğine gittik. Büyükelçi Türkiye'de olduğundan bizi Din Ataşeşi ve 3. Katip karşıladı. Sıcak bir karşılamadan ve tanışmadan sonra geliş gayemiz, kurbanda yapacaklarımız ve Moritanya'da daha önceki çalışmalarımız hakkında bilgi verip ayrıldık. Cuma namazını Başkentin en büyük camii olan Camii Kebirde saat 14:00'te kıldık. Cuma namazının her camide aynı saatte kılınmadığını, farklı camilerde farklı saatlerde kılındığını öğrendik. Cuma vaazını Moritanya'nın Diyanet İşleri Başkanı yaptı. Ağırlıklı konu ümmetin birliği ve Kurban hakkında idi.
Namaz sonrası Pazar yerlerini gezdik, halk ile konuştuk. Beyaz tenli olmamızdan dolayı Fransız olduğumuzu zannediyorlardı. Türk olduğumuzu söyleyince tavırları olumlu yönde değişip muhabbete başlıyorlardı. İkindi namazını diğer büyük cami olan İbni Abbas Camiinde kıldık. Cumartesi sabah namazı için otelin yakınındaki küçük mahalle camisine gittik. Yaklaşık 5 – 6 saf insanla namazı kıldık. Cami imamı dua için cemaate dönünce bizi gördü. Dua sonrası cemaate şunları söylemesi bizi çok duygulandırdı doğrusu. " Türkiye'den gelen misafirlerimiz, sizlere hoş geldiniz diyorum. Osmanlı döneminde Türkler İslam Coğrafyasında ciddi hizmetler yapmıştı. Bugün bu bayrağı siz değerli kardeşlerimiz taşıyor. Yaptığınız iş çok değerli. Biz Türkiye'yi yakından takip ediyor ve her alanda başarılı olması için dua ediyoruz. Türkiye yeniden tarihteki gibi İslam toplumuna liderlik edecek İnşaallah. Hepimiz kardeşiz ve bu kardeşliği yaşatmalıyız. Tekrar sizlere hoş geldiniz diyorum. " şeklinde bir konuşma yapıp yanımıza geldi ve hepimizi tek tek selamlayarak sıcak bir şekilde sarıldı.. Cemaatte hocayla beraber yanımıza gelip tek tek sarılıp dualar yaptılar. Moritanya'da bayram değildi o gün ama biz bayramı o gün yaşadık. Farklı duygularla otele döndük.
Çöle Hayat Verenler
Sabah çölde bulunan ve 300 öğrencinin eğitim aldığı bir medreseye gittik. Başkente 2 saatlik mesafede Sahra Çölünün ortasında Moritanyalı âlim Allame Şeyh Muhammed Veled Ed-Dedo'ya bağlı olarak eğitim veren bu medresede sadece Moritanyalı gençlere değil Gana, Gambiya, Mali, Cezayir, Fas gibi pek çok farklı ülkeden gençlere eğitim veriliyor. Buradan yetişen gençler ülkelerine donanımlı alimler olarak dönecekler ve inşallah ülkelerinin madden ve manen kalkınmasında önemli hizmetler verecekler. Bayram öncesi olduğundan 30-40 civarında öğrenci vardı. Yaklaşık 15 metrekare odalarda 2-3 kişi aynı ortamda kalıyordu. Maddi olarak ciddi yokluk olsada gençler hallerinden son derece memnun görünüyordu. Dualaşıp ayrıldık.
Bayram Sabahı ve Kurban
Sabah namazı başka bir camiye gittik ve namaz sonrası oradaki kardeşlerle kucaklaştık. Güneş 6:30 gibi doğuyordu. Bayram namazı ise saat 09:00'da kılınacaktı. Namaz öncesi Cemiyetil Hayr'dan beklendiğimiz bilgisi geldi. Gittiğimizde Genel Sekreter Ahmet Talip bizi karşıladı. İyi dilekleri sonrasında Moritanyanın yerel kıyafetini hediye etti. Bayram namazına bu kıyafetlerle İbni Abbas Camiine gidip açık alanda Bayram Namazını kıldık. Maliki olduklarından Bayram Namazı kılma şekli (tekbir sayısı ve sırası) Hanefilerden biraz farklıydı. Namaz sonrası hem Moritanyalı kardeşlerle hem de Türkiye ve Avrupadan gelen diğer yardım kuruluşları adına gelen Türklerle bayramlaştık. Daha sonra kurban kesim alanına geçtik. İlk gün planlandığı gibi 30 kurban, ikinci gün 26 kurban kesildi. Kurbanlar kesilip dağıtım için poşetlendikten sonra mahallere gidip bizzat dağıtımın yaptık. İlk gün akşam gece saat 22:00'de otele ancak dönebildik.
İkinci gün kurban kesimi 11:55'te tamamlandı. Kurban dağıtımını yapmak için mahallelere tekrar gittik. Birkaç bölgede yaptığımız dağıtım saat 16:30 gibi bitti. Moritanyada İHH ve Cemiyetil Hayr tarafından desteklenen 700 yetim çocuk var. Bunlardan yakında olan 3 tanesini ziyarete gittik. İlk yetim ailemiz yaklaşık 15 metrekare odada yaşıyordu. 4-5 ayrı odada farklı ailelerin yaşadığı ortak avluya açılan bir ortamda yaşıyordu. Yetimimiz 4 yaşlarında küçük sevimli bir kızdı. Oturduk, şakalaştık, dua edip ayrıldık. İkinci aile 3 odalı bir evde yaşıyordu. Yetimimiz 14 yaşında Mühendislik Lisesi gibi bir okulda okuyordu. Son ailemizin evine sadece tek kişinin geçeceği (ama şişman birinin geçemeyeceği kadar) dar sokaklardan ve dolambaçlı yollardan geçerek ulaştık. Buda 11 yaşında bir kızımızdı. Her yetimimiz ve anneleriyle konuştuk, dualaştık ve bağış yapıp ayrıldık. 3. evden çıktıktan sonra boş arazide maç yapan çocukları görünce yanlarına koşup hemen maçlarına katıldık. Beraber top oynadık.
Çöl Geceleri
Bizim gibi Cemiyetil Hayr ile çalışan ve aynı otelde kaldığımız diğer yardım gönüllüsü arkadaşlar ile son gecemizi çöle ayırdık. Uçsuz bucaksız kum ve berrak gökyüzü… İnanılmaz bir huzur veriyor insana bu ortam. Tefekkür için çöl geceleri çok uygun ortam. Fazla kalamadık belki ama çölü sevdik doğrusu. Sabahta 05:30'da uçakla dönüş yolculuğuna başladık.
Notlar
Eskiden beri Afrika halklarına karşı muhabbetim vardı. İlk defa Afrikaya gidecek ve ilk defa bir Kurban Organizasyonuna katılacaktım. Bunlardan dolayı heyecanlıydım. Moritanya'ya gideceğim belli olunca hemen internetten burayla ilgili bilgiler edindim. Gidince teoriyle pratiğin ne kadar uyuşacağını görecektim. Kalbimi test edebilecektim. Halkın neredeyse tamamı Müslüman ve Maliki mezhebinden. Yabancılar dışında gayrimüslim yok. Fransa sömürgesi olmasından dolayı ortalama halk üzerinde Fransa etkisi görülüyordu. Özellikle bazı mahallelerde bu etki daha fazla. Buna rağmen tesettürlü olmayan kadın sayısı az. Fransa etkisi belirgin bölgelerde sorular Arapça sorulsa bile cevapların Fransızca olması üzücü. Gençlerin İslamdan uzak görüntüsü bizi üzdü. Ama aklıma Türkiye sokakları geldiğinde "kötü dediğimiz bölgeler bile" bizden çok daha iyi. Bu da "kendi" adımıza üzüntü vericiydi.
Partner kuruluşumuzda tanıştığımız yetkililer ve gönüllülerin hassasiyetleri ve donanımlı halleri sevindiriciydi. Ciddi çalışmalar yapıyorlar ve daha fazlasını yapmak içinde çok istekliler. Katarak ameliyatından Yetim çalışmasına kadar pek çok çalışma içindeler. Gençler üniversite mezunu, hatta yüksek lisans-doktora yapanlar fazla. Yurtdışı tecrübesi yaşayanları var ve bu tecrübeyi yaşamak, yurtdışında eğitimi tamamlamak isteyenler çok. Konuştuğumuz hem Cemiyetil Hayr sekreteri ve üyeleri hem de halktan kişiler Türkiye ile çok ilgililerdi. Sizin sıkıntınız bizim sıkıntımızdır diyorlar, iyi şeyler olunca kendi memleketlerinde olmuş gibi seviniyorlar. Türkiye'de ki siyaset ile belediye seçimlerine varıncaya kadar ilgili olmaları şaşırtıcı. Kobanide olanları bile takip ediyorlar dersem yeterli olur sanırım.
İlk Afrika çalışması sonrasında, yine yapılması gereken çok işimiz olduğu acı gerçeği ile yüreğimizin bir köşesini Moritanya'da bırakıp geri döndük.
Dr.Murat Kadir TOPCU / Trabzon İHH Y.K. Başkanı / Moritanya / 09.10.2014