İHH İnsani Yardım Vakfı her yıl olduğu gibi bu yıl da 105 ülke ve bölgede Ramazan bereketini Dünya’nın farklı yerlerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için yola çıktı.
Trabzon İHH olarak hamd olsun bu projelerin her birine destek olmak için yoğun bir çalışma başlattık. Bu çerçevede yurtdışı Ramazan çalışmalarında bu yıl Bangladeş’i aldık. İHH bu yıl Bangladeş’te 2.900 kişiye kumanya, 3.500 kişiye de iftar programı planlamıştı. Bangladeş projesinin yarısını yani 1.459 kişiye kumanya, 1.750 kişiye iftar programını biz üstlendik. Bu yıl Ramazan ayında yurtdışı görevlendirmesinin ikisini Bangladeş’e yaptık. Hayırseverlerimizden aldığımız emanetleri sahiplerine ulaştırmak ve yardımlara şahitlik etmek amacıyla yola koyulduk.
Bangladeş aslında 1971 yılına kadar Doğu Pakistan olarak bilinen bir ülkeydi. 1971’de Pakistan ile bir kara bağlantısı olmayan Bangladeş ayrılarak bağımsız bir devlet oldu. Ayrılma sürecinde 3 milyon Bangladeşlinin ve 300 bin civarında Pakistan askerinin hayatini kaybettiği kayıtlara geçmektedir. Aslında hikâyeleri bizdekinin aynısı. Senelerdir emperyalistler sömürü düzenlerini devam ettirmek için aynı yöntemleri kullanıyorlar. Halkın inanç ve kültürüne yabancı emperyalistlerin emellerine hizmet eden idareleri işbaşına getirmekteler. İstedikleri kişiler seçilmeyince kontrollerindeki askeri unsurlarla yeni idareleri belirlemekteler. Şu an iktidarda olan parti aslında seçimde 2.olan parti olmasına rağmen 1.parti istifa ettirilerek Hindistan’ın desteklediği seküler parti iş başındadır. Bu bizim iliklerimize kadar yaşadığımız 1998 post-modern darbesini hatırlatmaktadır. Bangladeş’te Müslümanlar o yıllarda yaşadığımız zulmü yaşamaktalar. 2013 yılında Abdulkadir Molla daha sonra Gulam Azam gibi liderleri idam ederek bu hareketi sindirmeyi planlamışlardır. Hamd olsun gördüğümüz manzarada Müslümanlar çok ciddi, disiplinli ve planlı bir çalışma yürütmekteler. Toplumdaki partilerinin destek oranı %15-20 civarındadır. Gitgide umut olmaktadır. Çünkü şimdiki iktidar halkın hiçbir ihtiyacına somut çözümler üretememektedir ve yolsuzluklar had safhadadır.
Ülke içinden çıkılmaz bir düzensizlik ve karmaşa içindedir. 146.000 km karelik alana sahip ülkenin nüfusu 154 milyon civarındadır. 65 tane ili vardır. Ülke yüzen ada gibidir. Muson yağmurlarının yoğunluğu nedeniyle her yer sular altındadır. Evler 3-4 metre yükseklikten sonra oluşturuluyor. Mevsimin çok yağışlı olması durumunda su 3 metreye kadar çıkmaktadır. Kayda değer geçim kaynağı pirinç ve balık havuzlarıdır.
Bangladeş’in nüfusu % 86 Müslüman, gerisi Hindu ve yerel dinlerden oluşmaktadır. En büyük kenti Dakka’dır. 17 milyon nüfuslu bu kentte yaşam tam bir karmaşadır. İnsan yoğunluğunun en fazla olduğu bu kentte trafik insanı bezdirecek boyuttadır. Öyle ki 40 kilometrelik mesafeyi 4-5 saatte gitmek normal karşılanmaktadır. Ulaşımın nerede ise yarısı CNG denen motorlu 3 tekerlekli araçlarla, 3 tekerlekli akülü ve 2 tekerlekli motosiklet ve bisikletlerle sağlanmaktadır. Anlaşabilmenin tek yolu kornalardır. Araçlarda hiç bir arızanın önemi yokken kornanın arızalanmasına hemen müdahale ettiklerini öğreniyoruz mihmandarımızdan. Halkın %90'ı çok fakirken % 10’u oldukça zengindir. Orta direk yoktur. Ziyaretimizdeki özet şu olabilir. Bu ülke bizlerin yardımına ve organizasyonlarına ihtiyaç duymaktadır.
12 Haziran günü İstanbul’dan saat 19.00’da Türk Hava Yolları uçağı ile 8 saat sürecek olan yolculuk başlamış oldu. 6 kişilik ekibimiz ile Bangladeş’in başkenti Dakka’ya ulaştık. Türkiye’ye göre Bangladeş 3 saat geridedir. Yani oraya vardığımızda saat 04.00 civarlarında idi. Otele geçtikten sonra 15.00’da İHH’nın desteklediği Darul Aman yetimhanesine geçtik. Yatakhane ve diğer kısımlar bölgenin şartlarına göre iyi denebilecek düzeydeydi. 13 Haziran günü iftarımızı 40 yetimin barındığı, 1.500 kişinin eğitim gördüğü (ilkokul, ortaokul, lise) ve 100 öğretmen adayının da eğitime devam ettiği (üniversite - dış ülkelerden) Darul Aman’da açtık. Gördüğümüz manzara odur ki her yerde ümmet bizleri bekliyor. 2. gün en yoğun olan günümüzdü. Sabah Dakka’dan pervaneli bir uçakla 40 dakikalık bir yolculuğun ardından Jasure havaalanına indik. Buradan karayoluyla yaklaşık 450 km yorucu bir yolculuk sonunda dört yetimhane ve bir hastane ziyaretiyle günü Khulna’da ki yetimhanede iftar yaparak neticelendirdik. Yorulduk ancak, yorgunluğumuza da değdi.
14 Haziran günü Shiromonı Hafezıa Medrese Yetimhanesindeki yetimleri ziyaret ettik. Ardından Khulna ve Dumuria'da 50 gıda paketi dağıtımı yaptık. Mongla'da 20 kişiye fitre dağıttık. Daha sonra Bagerhat'ta İHH tarafından başlatılan Islamic Aid Model Hospital ve İslam Merkezi inşaatını gezdik. Khan Jahan Ali Kız Yetimhanesindeki kız çocuklarımıza hediyeler dağıttık, yanında fitre getirenler fitreleri yöneticiye teslim etti. Khulna, Nesaria (iyilikhane) Yetimhanesi'nde iftarımızı açtık ve akabinde yetimlere bayramlık kıyafet dağıtımı gerçekleştirdik.
Bangladeş Mongla’da eğitim faaliyetlerinin sürdürüldüğü bir sınıfı ziyaret ettik. Daha önce Afganistan sınırında Keşmir’de buna benzer bir manzara vardı. Yalnız burada gördüğümüz gibi zemin toprak, yanlar ve üstü saç ile kapatılmaya çalışılmış. Şimdi kendi evlatlarımızın eğitim gördüğü şartları ve onlara sağladığımız imkânları düşünmeye başladık. Biz artık buralardaki imkânsızlıkları gördük ve şahit olduk. Sizler de bizim vesilemizle öğrenmiş oldunuz. O halde hemen şimdi bir yetime destek olup ona daha iyi imkânlar sunabilirsiniz.
Bugün Hüseyin Kültür ve ekibimiz ile Dakka’dan 40 km uzaktaki Sadar-Munshınganj’daki yetimhaneyi ziyaret ederek kutsal emanetlerimiz olan yetimlerimiz ile iftarımızı yaptık. Bu yetimhanede 20 erkek ve 4 kız çocuğu son derece kötü şartlarda barınmaktalar. Dakka'ya 100 km uzaktaki Comilla kentinde Hüseyin Kültür ve ekibimiz ile kumanya dağıtımımızın ikincisine şahitlik yaptık. Bağışçılarımızın emanetlerini teslim ettik. Ardından yetimhane ziyaretimiz oldu. Burada yetimlerimiz ile birlikte iftarımızı yaptık. İftarımızı 170 kişi ile birlikte gerçekleştirdik. Ramazan boyu kumanya ve iftar programlarımız devam edecek. Allah bağışçıların bağışlarını ve zekâtlarını kabul etsin. Burada kumanya dağıtımı sırasında gördüğümüz bir manzara bizleri hem çok duygulandırdı hem de gururlandırdı. 3 kız ve 1 erkek çocuğu olan Hindu bir kadının 3-4 gün önce Müslüman olduğunu bize büyük bir müjde ile anlatmaları ve o anı görmek çok etkileyici idi. Müslüman olduktan sonra ailesi ve eşi tarafından terk edilen bu kadın oldukça vakurlu ve aynı zamanda onurlu bir duruş sergiliyordu. Dilimiz aynı değildi ama hal ile anlatıyordu İslam’ın güzelliğini. Allah sayıların artırsın. Bizler Trabzon genelinde de güzel çalışmalar yapmaktayız hamd olsun. Ümmetin bizi beklediğini, bize ihtiyaçları olduğunu gördük ve şahitlik ettik.
Zühtü Kalma | BANGLADEŞ
