Akçaabat'ta Engellenen Su, Simit ve Hurma İftarımız İle İlgili Basın Açıklaması
01.03.2017


KAHHAR ve AZİZ Olan ALLAH'ın Adıyla

Dün akşam Akçaabat Ak Camii yanında Su-Simit ve Hurmadan oluşan bir iftar yapmayı planlamıştık. Dünyanın pek çok bölgesinde yaşanan acılara, dertler,e yokluğa, yoksulluğa ve açlığa dikkat çekmek istedik. Yaşadıkları ortamlarında her türlü nimete sahip olan insanları rahatsız etmekti belki de gayemiz. "Ey insanlar siz ne kadar görmezden duymazdan gelseniz de bu iftarda yediğimiz yiyecekleri (suyu simiti hurmayı) dahi bulamayan on milyonlarca insanın" olduğunu hatırlatalım dedik. Günlük geliri 1 lira (bir türk lirası) civarında olan milyonların DÜŞÜNMELERİNİ arzu ediyorduk. Çünkü İHH olarak dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum insanlarla beraber olmayı, onların dertleri ile dertlenmeyi hedef edinmiştik. Emperyal güçler tarafından kendi çıkarları için çizdikleri sınırları, kafamızda da çizmeyi kabul edemezdik ve şuna inanıyorduk. Nerede bir zulüm varsa, nerede bir yetim ağlıyorsa, nerede haksız yere akıtılan bir damla kan, bir damla gözyaşı varsa bu hep BİZİM ORADA OLMADIĞIMIZDANDIR. Bu sebeple, coğrafi sınırlara rağmen mezhepleri, dilleri, renkleri ve hatta dinleri farklı olsa da hem ülkemizde hem de dünyada 21 yıldır mağdur ve muhtaç insanların yanında olduk gücümüz yettiğince. Elbette Filistin'de, Suriye'de, Bosna'da, Çeçenistan'da, Arakan'da, Doğu Türkistan'da vb pek çok İslam beldesinde vardık. Ama ilgi alanımız ne sadece Türkiye idi ne de sadece Müslümanlar…. Tek ölçü insanların mağdur ve muhtaç olmasıydı.. Bu sebeple Tayland'daki selde de vardık, Japonya depreminde de. Haiti'ye Kızılaydan önce ulaşan da bizdik. Bu gerçekleri anlatmak İHH'nın Trabzon, Türkiye ve dünyadaki çalışmalarından bahsetmek ve üstte bahsettiğim gerekçelerle Su, Simit ve Hurmadan oluşan bir iftar planlamıştık Akçaabat'ta. Ne Türkiye'de yapılan ilk Su-Simit ve Hurma iftarıydı bu, ne de Trabzon'da ilkti. Son 3 yıldır Türkiye'nin pek çok il ve ilçesinde yapıldı bu iş. Bizde geçen 2 Ramazanda Meydan parkında yaptık Su-Simit ve Hurma iftarlarını. Bu yıl Akçaabat'ın aralarında bulunduğu 4 yerde yapmayı planladık. Bu amaçla arkadaşlarımız Cuma günü Akçaabat Belediye başkan yardımcısına gidip durumu anlatmış ve sözel olarak izin almışlar. "Dilekçe verelim mi?" diye sorunca "Gerek yok ama yine de verin" denmiş. Dilekçe verilmiş aynı başkan yardımcısı imzalayıp zabıtaya havale etmiş. Dün söylenen yerde standımız kurulduktan sonra defalarca zabıta memurları tarafından taciz edildik. İzin veren ve dilekçeyi onaylayan başkan yardımcısını telefonla arayıp taciz edildiğimizi söyledik. "Olur mu öyle şey, ben hemen hallederim" demesine rağmen tacizler artmış ve saat 15:00 civarında standımız zabıta tarafından ipleri kesilerek dağıtılmıştır.

Akçaabat encümeninden bir kişi, Trabzon Ak Parti il başkanı ve olayın muhatabı başkan yardımcısı ile görüştüm. Bu yapılanın "ümmet adına çalışan bir kurumun ümmet adına yaptığı bir faaliyeti engelleme olduğunu" söyledim. Sözlü izin verdiğini ve yazılı dilekçemizi imzalayıp zabıtaya havale ettiğini hatırlattık. Karşılıklı konuştuk. Ortada fiili bir durum olduğunu, Ümmet için yaptığımız bir faaliyetin engellendiği ve bundan dolayı kendisini Allaha havale ettiğimi söyledim. Önceki konuşma ve imzasının bulunduğu dilekçe hiç yokmuş gibi, izin almadığımızı söyledi. Standınızda ne olduğunu bilmiyorum dedi. Bende herhalde Molotof kokteyli, el bombaları, kaleşnikof, roketatar falan olur İHH standında. Tanıtım standımızı yıkmakta haklısınız dedim. Yaptığımızın kanunsuz olduğunu söyledi. Bende izin verdiğini, dilekçeyi imzaladığını tekrar söyledim. Yazılı cevap gelmeden açamazsınız dedi. Yaptığımız bunca kanunsuz iş için lütfen resmi işlem başlatın, gerekli para ve idari cezayı verin dedim. Ayrıntıları uzun olan konuşmalardan sonra kendisine "zabıtasını aşamayan" bir görüntü verdiğini ve kendisini Allaha havale ettiğimi tekrar söyleyip çıktım.

Olayı uzatmaya gerek yok. Amacımız kişileri ve kurumları karalamak değil. Müzikli, danslı eğlencelere her türlü kolaylığı sağlayan fakat SU SİMİT HURMA iftarına tahammül edemeyen, resmi olarak kendine bağlı memuruna söz geçiremeyen PISIRIK SÜNEPE ÖZÜR DİLEYİCİ TAVRA SAHİP mantığı kınamaktır. Gazeteci yazar Adem Özköse'nin dediği gibi "Bazıları istiyorlar ki yanlışa ses çıkarmayalım, eğer yanlış yapanlar içeridense mutlaka susalım. Fakat Kur'an bizden her ne olursa olsun adaletten, haktan yana olmamızı emrediyor. Bazıları için tuttukları parti, grup, lider, hocaefendi hiç hata yapmaz. Onlar kutsaldır, masumdur. O partileri, grupları, cemaatleri, liderleri en ufak eleştirenler ise kötü, hain, münafık, satılmıştır. Bizim için ise parti, grup, lider önemli değildir. Bizim için hakkın, doğrunun, adaletin yanında olmak, kimden gelirse gelsin zulme karşı tavır almak önemlidir. "Biz de diyoruz ki bize karşı yapılan bu iş haksızlıktır ve haksızlığa karşı tepkimizi ortaya koyuyoruz. Bu olayın yaşanmasına sebep olan kişi kurum ve zihniyetleri "inandığımız bütün değerler" adına kınıyoruz. Türkiye'nin ve dünyanın çok önemli gündem maddeleri varken, yapacak ve konuşacak o kadar çok şey varken bu duruma sebep olanları protesto ediyoruz.

Daha bu sabah Bosna'dan geldik. AID (Uluslararası Doktorlar Birliği) ve Trabzon İHH Tarafından düzenlenen programa katılan 41 kişinin 26 'sı Trabzonlu idi. Bosna'da Bayrampaşa ve Güngören belediyelerinin iftarlarına şahit olduk. Davet edildiğimiz Güngören Belediyesinin Gorazde'de deki iftarına programımız uymadığı için katılamadık. Bayrampaşa belediyesinin Saraybosna'da ki iftarına bizzat Bayrampaşa Belediye Başkanı tarafından davet edilip 41 kişi ile beraber protokol masalarında iftar yaptık. Visoko Belediye Başkanı ile yaklaşık 1 saat süren ortak basın toplantısı yaptık. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Balkanlarda 3 ülkede ortak sünnet programı yapalım teklifi aldık. Tüm bunlardan sonra geldiğimiz ilk gün Trabzon'da yaşadığımız olaya bakın!!! Şaka gibi. Biz Müslümanlar şuna inanıyoruz. İnsanlar yaptığı her işten ve söylediği her sözden sorumludur. Yapması gerekirken yapmadığı işlerden ve söylemesi gerekirken söylemediği sözlerden de sorumludur.

Tüm bunlardan sonra hem Ak Parti il başkanını hem de Ak Partili Akçaabat Belediyesinin imam hatip mezunu başkan yardımcısını İnşaallah Çarşamba günü CHP'li Belediye Maçka'da yapacağımız SU SİMİT HURMA iftarına davet ettim. Şimdi huzurlarınızda yarın Maçka'da yapacağımız İftara kendilerini, Akçaabat Belediye Başkanını ve idarecilerini tekrar davet ediyorum. Sözlerimizi Yüce Rabbimizin gönderdiği kitap olan Kur'an-ı Kerim'den iki ayetle bitirirken destek amaçlı buraya gelen herkese ve basın mensubu arkadaşlara teşekkür ediyorum. "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. İbrahim Süresi 42. ayet" "İçimizdeki birtakım beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helak edecek misin?... Araf Süresi 155. Ayet"

Dr. Murat Kadir Topcu - Trabzon İHH YK Başkanı

16.07.2013

Trabzon İHH İnsani Yardım Derneği © 2017. Tüm Hakları Saklıdır.