2012 Kurban organizasyonu kapsamında İHH İnsani Yardım Vakfında görevli Fatih kardeşimle birlikte 2 kişi olarak Afrika ülkesi olan SENEGAL'e gitmek üzere yola çıktık.
Amacımız emanet aldığımız bu kurbanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak ve ileriye dönük kalıcı olarak yapılabilecek yardımların neler olabileceğinin tespiti idi. Bu görevin hiçde düşünüldüğü gibi kolay olmayacağını da biliyordum.
İstanbul'dan 5 saatlik bir uçuşla FAS - Kazablanka'ya oradan da 3 saatlik bir uçuşun ardından SENEGAL'İN başkenti DAKAR'a vardık. Bizi Senegal'deki yerli İslami bir kuruluş karşıladı ve kalacağımız pansiyona götürdüler.
Senegal 12 milyon nüfusa sahip Atlas okyanusunun kıyısında bulunan bir Afrika ülkesi. 1960 yılına kadar Fransız sömürgesine maruz kalmış, bu yüzden kendi dillerini yaygın olarak kullanmıyorlarmış. Senegal'in resmi dili de Fransızca. Sömürgeden kurtulmuş olmasına rağmen üzerlerinde hala güçlü bir Fransız gölgesi var. Öyleki araçların çoğuna yakını Fransız marka, oteller vb. işletmeler de hep Fransızlara ait. 1960 yılında Zeyd Amadu Bamba'nın dini liderliğinde bağımsızlığını kazanmış bir ülke. Bu yüzden Zeyd Amadu Bamba'nın resimlerini her yerde görmek mümkün. Halkın yaklaşık %95 i Müslüman olduğundan burada yoğun bir şekilde misyonerlik faaliyetleri yürütülmekteymiş. Ancak buna karşılık halkın islami hassasiyetinden dolayı başarılı olamamışlar.
Dakar'daki ilk günümüzde bize yardımcı olacak olan yerli İslami derneğin başkanı Ahmed Salan ve ekibiyle birlikte görüşerek nerelerde kurban kesilmesi gerektiği, bu kurbanların temin edilmesi, ulaşımı, hazırlanması konularında bir plan yapıldı. Hazırlanan bu plan çerçevesinde Arife günü Dakar'a 200 km uzaklıkta bulunan Koalack şehrine doğru yola çıktık. Şehre vardığımızda burası bir şehirden çok harabe bir kasaba görüntüsünde idi. Bu şehirde geçirdiğimiz 2 gün zarfında geceleri de buraları görme fırsatı bulduk. İnsanları alabildiğince yoksul ve eğitimsiz olması sebebiyle sokaklar kokudan ve çöpten geçilmiyordu. Fransızların sömürge yıllarında çekimler yaptığından ötürü elinde fotoğraf makinesi veya kamera bulunan insanları da Fransız zannedip kötü davranıyorlar. Türkiye'den gelen Müslümanlar olduğumuzu söyleyince bizleri çok sevdiklerini söylüyorlar.
Kurban satın almak için Koalack şehrinin biraz dışına çıktık. Buraları yemyeşil bir ormanlık alandı. Burada alacağımız hayvanları belirledik, çetin bir pazarlıktan sonra 23 adet büyükbaş hayvan satın aldık, daha sonra bunları kamyona yükleyerek Koalack şehri ve etrafındaki kesim yapılacak yerlere gönderdik. O günün akşamı Koalack şehrinde bir pansiyonda konakladık, ertesi sabah bayram namazından sonra kurban kesim yerlerine geçtik, kurbanların kesimine başladık. Kurbanlar kesilerek yaklaşık 5 kilo halinde poşetlendi. Daha sonra önceden belirlenen yaklaşık 550 aileye dağıtımı yapıldı. Dağıtım esnasında onların yaşadığı mutluluk görülmeye değerdi. Türkiye'deki Müslüman kardeşlerimizin emanetlerini buradaki kardeşlerimize ulaştırmanın sevinci de bambaşkaydı.
Cuma namazında bizi ön safa getirdiler, namaz sonunda Cami imamı Türkiye'den gelen yardım gönüllülerinin yapacağı kurban faaliyeti konusunda cemaati bilgilendirdi. Buradaki Müslüman kardeşlerimiz adına Türkiye'deki Müslüman kardeşlerine ve İHH İnsani Yardım Vakfına teşekkür ve dua ederek selamlarını ilettiler. Cami çıkışında da cemaatin bize gelip sarılması, teşekkür ve dua etmesi bizi oldukça duygulandırdı.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki Senegal ve diğer Afrika ülkeleri gibi mazlum coğrafyanın en önemli ihtiyaçlarından biride eğitim adına yapılacak olan kalıcı çözümlerdir. Kara kıtanın kara talihini değiştirmek için biz müslümanlara çok büyük sorumluluklar düşmektedir, zira buralarda halen savaş, açlık, yoksulluk ve sömürge devam etmekte. Anlaşılan şu ki tüm yardım gönüllülerinin ortak kanaati Dünya'nın Osmanlı'ya muhtaç olduğu yönünde…
Osman DAVULCU / Senegal / 30.10.2012